İŞ AKDİNİN FESHİNDE PRİM ÖDENMESİ

İŞ AKDİNİN FESHİNDE PRİM ÖDENMESİ

KOCAELİ-İZMİT İŞ HUKUKU AVUKATI

İŞ AKDİNİN FESHİNDE PRİM ÖDENMESİ

İş akdinin feshi davalarında bilinmesi gereken ilk konu iş akdi fesih edildiğinde işçilerin genel kanun olan 4857 sayılı İş Kanun’una tabi olacağıdır. Ayrıca işçiler ile alakalı 5953 sayılı Basın İş Kanunu, 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Kanunu, 854 sayılı Deniz İş Kanunu, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu gibi kanunlar bulunmaktadır. İş akdinin feshi avukatı olarak işçilerin genel nitelikteki İş Kanununa veya özel nitelikteki diğer kanunlara tabi olduğunun ayrımını yapmakta  ve işçilerin en etkili çözümü almasında yardımcı olmaktayız.

İş akdinin feshi avukatı olarak iş hukukunda uzman olan ve Kocaeli-İzmit’te bulunan büromuza ve kadromuza ulaşabilmek için İletişim sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.

İş sözleşmesinin feshedilmesi neticesinde işçinin hak ettiği primi alması konusunda ise:

İŞYERİNDEN HER NE SEBEPLE AYRILMIŞ OLURSA OLSUN ÇALIŞANIN ÇALIŞTIĞI DÖNEM İÇİN HAK ETTİĞİ PRİMİN ÖDENMESİ GEREKLİDİR.

PRİM ÖDEME AYINDA İŞ YERİNDEN HER NE SEBEPLE OLURSA OLSUN AYRILMIŞ OLAN ÇALIŞANIN ÇALIŞTIĞI DÖNEM İÇİN HAK ETTİĞİ PRİMİN ÖDENMESİ GEREKLİDİR.

 

Genellikle işverenler satış veya performansa dayalı primlerini yılda bir kere dağıtırlar. Şirket uygulamasına göre değişkenlik gösterse de çoğunlukla Nisan ayında prim dağıtımı uygulaması yapılır. Uygulamada beyaz yakaların sıklıkla karşılaştığı sorunlardan biri şu olmaktadır. İş yerinden istifa veya işveren feshi sebebiyle çıkan/çıkarılan çalışan prim isteğini işverene ilettiğinde genellikle şu cevabı alır:''şirket içi uygulamamıza göre prim dağıtımı yapılan ayda çalışan personelimize ödeme yapıyoruz, size ödeme yapamayacağız''.. veya bir yıllık prim dönemini tamamlamadığınız için prim ödemesine hak kazanamazsınız..'' Bu ve bunun gibi cevapların bir hukuki dayanağı yoktur. ŞİRKET İÇİ UYGULAMALARIN YARGITAY KARARLARI KARŞISINDA BİR ÖNEMİ YOKTUR. Beyaz yaka çalışanın Mahkemeye başvurup emeğinin karşılığı olan primini alması gayet tabi mümkündür. Uygulamada dava açıldığında; Mahkeme, davacıyla benzer durumda olan başka bir çalışanın o dönem aldığı primi emsal alarak davacının aldığı primi tespit etmektedir.

 

Çalışanın sözleşmesinin feshinin veya istifasının hak kazandığı prime etkisi olmadığına ve prim dönemini tamamlamasa bile çalıştığı dönem için hesaplama yapılıp kendisine ödeme yapılması gerektiğine dair Yargıtay Kararları mevcuttur.

 

Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatlarında; işçinin prim ödemesi alması için prim döneminde çalışmasının yeterli olduğunu, iş görme edimini başarılı şekilde yerine getirerek mal ve hizmet üretimine katkı sağlayan işçinin çalıştığı dönem esas alınarak prim alacağına hak kazanacağı kabul edilmesi gerektiği, işçinin sözleşmesinin feshinin veya istifasının hak kazandığı prime etkisi olmayacağını ve prim dönemini tamamlamasa bile çalıştığı dönem için hesaplama yapılıp kendisine ödeme yapılması gerektiği yer almaktadır.

Buna ilişkin Yargıtay 9.Hukuk Dairesi ve Yargıtay 22.Hukuk Dairelerinin bazı emsal kararları aşağıda bulabilirsiniz;

 

''…Primin oluştuğu tarihte çalışmak yeterli olup ödeme tarihinde işten ayrılmış olsa da prime hak kazanır. Somut olayda temel uyuşmazlık, ödeme anında işyerinde çalışması olmayan davacı işçinin 2005 yılı primine hak kazanıp kazanamayacağı noktasındadır. Davacının 2005 yılının büyük bölümünde çalıştığı ve yıl sonu hedeflerine ulaşmasında katkı sağladığı açıktır. Nitekim davalı işveren aksi yönde bir savunma getirmemiştir. O halde davacının 2005 yılı içinde çalıştığı süreyle sınırlı olarak prime hak kazandığının kabulü gerekir. Prim Sistemi Prosedüründe dönem içinde ve hatta ödeme zamanında işyerinde çalışıyor olma şartının öngörülmüş olması bu noktada önemsizdir. Prim, iş görme edimini başarılı bir şekilde yerine getiren ve bu bakımdan işyerindeki mal ve hizmet üretimine katkı sağlayan işçinin ödüllendirilmesi amacıyla yapılan ücreti eki niteliğine bir ödemedir. İşverence belirlenen hedeflere ulaşıldığına göre bu sürece katkı sağlayan davacı işçinin pirim ödemesinin dışında tutulması doğru olmaz. Mahkemece, davacının prim talebinin, ödeme anında çalışmanın bulunmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi de yerinde olmamıştır. Dosya içinde bulunan 17.4.2007 tarihli hesap raporu bir değerlendirmeye tabi tutulmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir.''

''…Somut olayda davacının prime hak kazanma döneminde davalı işveren nezdinde çalıştığı sabittir. İnsan kaynakları bölümü standart operasyon prosedüründeki “istifa nedeni ile ayrılmalarda ödeme tarihinde orada çalışmak kaydıyla prim alacağına hak kazanılabileceği” yönündeki hüküm davacının prim alacağını ortadan kaldırmaz. Dairemizin yerleşik uygulaması da bu yönde olup söz konusu dönem içinde davacının çalıştığı süre itibariyle kıstelyevm esasına göre prim alacağının hesaplanarak hüküm altına alınması gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile talebin reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. ''

''…Fesih tarihi itibari ile işyerinde uygulanmakta olan İnsan Kaynakları Yönetmeliğinin 5. maddesinde, uyuşmazlık konusu jestiyon primi uygulama esaslarına yer verildiği ve ilgili düzenlemenin “Bankanın bir yıl zarfında elde ettiği faaliyet sonuçlarının önceki yıllarla karşılaştırılması ve yapılacak genel değerlendirme sonucunda saptanacak gelişme derecesine göre; sonuçların alınmasında fiili sorumluluk ve görev almış olan ve ödeme tarihinde görev başında bulunan idarecilere, o görevdeki hizmet süreleri, başarı dereceleri, şube sınıfı gibi faktörlerin gözönüne alınması suretiyle, yılda bir kere jestiyon primi ödenir. Prim ödeme tarihinde görevi başında bulunmamakla birlikte ödemeye esas dönemde emekliye ayrılan, vefat eden ve muvazzaf askerlik nedeniyle ücretsiz izinli sayılan idarecilere de görevde bulundukları süre, şube sınıfı, sonuçlardaki etkinlikleri ve başarı dereceleri dikkate alınarak, Jestiyon priminin ödenip ödenmemesi hususu Genel Müdürlüğün takdirine bağlıdır” şeklinde olduğu görülmektedir. Davalı işverenin 02.01.2012 ve 03.10.2012 tarihli müzekkere cevapları ile 2010 yılında işyerinde çalışmaya devam eden personellere performanslarına uygun olarak jestiyon primi ödendiği, davacıya ise ödeme yapılmadığı sabittir. Her ne kadar, işveren tarafından 2010 yılı için jestiyon primi ödendiği tarihten önce işçi iş sözleşmesini feshedilmiş ise de prim sistemi prosedüründe ödeme zamanında işyerinde çalışma şartının öngörülmüş olmasının önemi bulunmamaktadır. İş görme edimini başarılı şekilde yerine getirerek mal ve hizmet üretimine katkı sağlayan işçinin çalıştığı dönem esas alınarak prim alacağına hak kazanacağı kabul edilmelidir. Saptanan bu durum karşısında vc yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulduğunda, emsal nitelikteki işçilere aynı dönemde ödenen jestiyon primi miktarları araştırılmalı ve davacının anılan dönemde gerçekleşen çalışına süresi dikkate alınarak kıstelyevm usulüne göre hak kazandığı jestiyon primi alacağı belirlenerek bu miktar üzerinden talebin kabulüne karar verilmelidir. Bu hususun dikkate alınmaması ve jestiyon primi alacağı isteminin reddine karar verilmesi isabetsizdir ''

 

Alanında uzman kadrosuyla Kocaeli-İzmit’te faaliyet gösteren Polatoğlu Hukuk Bürosu iş sözleşmelerinin feshinde işçilerin hak ettikleri primleri almasında avukatlık ve danışmanlık hizmeti vermektedir. İş akdinin feshi avukatı olarak deneyimli, birikimli ve donanımlı kadrosu ile müvekkillerine hizmet veren Polatoğlu Hukuk Bürosu işçilerin en hızlı sonucu alabilmesi için Kocaeli-İzmit’te çalışmalarını yürütmektedir. Daha detaylı bilgi için iletişim bölümünden bizimle irtibata geçebilirsiniz.

 


Konu ile ilgili diğer Uzmanlıklar