KOCAELİ-İZMİT BOŞANMA AVUKATI

<?=$view->baslik?>

BOŞANMA KONUSUNDA GENEL BİLGİLER
Evlilik çeşitli ihtimallerde sona erebilmektedir. Bu kapsamda evliliğin mutlak butlanı ve nisbi butlanı örnek gösterilebilir. Evlilik boşanma ile de sona erebilmektedir. 
Boşanma anlaşmalı ve çekişmeli olabilmektedir. Anlaşmalı boşanma çekişmesiz şekilde görülmektedir. Bu kapsamda belirli şartlar gerrekmektedir. Bunlardan ilki evliliğin 1 yıl süre ile devam etmesidir. 
BOŞANMANIN SEBEPLERİ
1.    Zina Sebebiyle Boşanma
Madde 161- Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir. 
Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. 
Affeden tarafın dava hakkı yoktur.
İlk olarak Türk hukukunda boşanma Türk Medeni Kanununda düzenlenmiştir. Bu çerçevede ilk olarak ise zina boşanma sebebi sayılmaktadır. Fakat zamanaşımı sürelerine dikkat edilmesi gerekir. Eğer öğrenilirse bu öğrenmeden itibaren altı ay geçtikten sonra dava hakkı düşmektedir. Fakat öğrenilmezse bu durumda beş yıl içinde dava açılması gerekir. Bir diğer önemli konu ise eğer affedilirse zina yapan eş bu durumda diğer eşin dava açma hakkı ortadan kalkmaktadır. 
2.    Hayata Kast Sebebiyle Boşanma
Madde 162- Eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir. 
Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde bu sebebin doğumunun üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. 
Affeden tarafın dava hakkı yoktur.
Bir diğer boşanma sebebi ise hayata kast edilmesidir. Burada hayata kast edilmesi çok ağır şekilde düşünülmemesi gerekmektedir. Somut olayın şartları dikkate alınırak değerlendirilmesi gerekir. 
3.    Pek Kötü Muamele Sonucunda Boşanma
Yukarıdaki madde çerçevesinde diğer boşanma sebebi ise pek kötü davranılması şeklinde düzenlenmiştir. Bu kötü davranma anlık ve bir sefere mahsus olmaması gerekir. Belirli süre devam eden ve gerçekten somut olay çerçevesinde kötü muamale denilecek düzeyde olunması gerekir. 
4.    Onur Kırıcı Davranış Neticesinde Boşanma
Aynı maddenin diğer boşanma sebebi olarak düzenlediği konu ise onur kırıcı davranış neticesinde boşanmadır. Bu çerçevede onur kırıcı muamele sadece fiziki olmak zorunda değildir. Sözlü, yazılı veya fiziki olarak değerlendirilmesi gerekir. 
İkinci, üçüncü ve dördüncü başlıklarda yazılan sebeplerin öğrenildiği andan itibaren altı ay içinde dava açılması gerekir. Eğer öğrenilme durumu bulunmuyorsa dava açma süresi beş yıl ile sınırlandırılmıştır. 
5.    Küçük Düşürücü Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme Çerçevesinde Boşanma
Madde 163- Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse, bu eş her zaman boşanma davası açabilir.
Eşlerden birinin küçük düşürücü suç işlemesi veya haysiyetsiz hayat sürmesi boşanma sebebidir. Fakat bu şekilde boşanabilmek için diğer eşin birlikte yaşamayı beklenemeyecek düzeyde olması gerekir. Örnek vermek gerekirse işlenilen küçük düşürücü suçu birlikte planlayıp işleniyorsa bu durumda boşanma sebebi oluşmamış demektir. Diğer bir örnek ise haysiyetsiz yaşamı birlikte isteyerek yaşıyorlarsa bu durumda eşlerin boşanma davası açma hakkı bulunmamaktadır.
6.    Terk Sebebiyle Boşanma
Madde 164- Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık, en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hâkim veya noter tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; terk edilen eş, boşanma davası açabilir. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır. 
Davaya hakkı olan eşin istemi üzerine hâkim veya noter, esası incelemeden yapacağı ihtarda terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiği ve dönmemesi hâlinde doğacak sonuçlar hakkında uyarıda bulunur. Bu ihtar gerektiğinde ilân yoluyla yapılır. Ancak, boşanma davası açmak için belirli sürenin dördüncü ayı bitmedikçe ihtar isteminde bulunulamaz ve ihtardan sonra iki ay geçmedikçe dava açılamaz.
Eşlerden herhangi birisi haklı sebep olmaksızın eve gelmediği veya yükümlülüklerinden kaçınmak için eve belirli süre gelmezse bu durumda terk sebebiyle boşanma sebebi oluşur. Fakat bu süre en az altı ay olması gerekir. Altı ay geçtikten sonra eşin hakim veya noterden ihtar çekmesi gerekir. İhtar neticesinde eşe iki ay süre verilmektedir. Bu ihtar neticesinde halen gelme durumu oluşmazsa bu durumda dava açılması gerekir. Burada önemli olan diğer nokta ise eşin eve gelmesini engelleyen eşte terk etmiş sayılır. 
7.    Akıl Hastalığı Sebebiyle Boşanma
Madde 165- Eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hâle gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir.
Ülkemizde çok karşılaşılmasa da bir diğer boşanma sebebi ise akıl hastalığı sebebiyle boşanmadır. Bu kapsamda da eşlerden birisi akıl hastası olması ise belirli şartlar sağlanırsa boşanma davası açılabilmektedir. Bu şartlardan birisi hastalığın geçici olmamasıdır. Bunun resmi sağlık kurulu raporu ile kanıtlanması gerekir.
8.    Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Sebebiyle Boşanma
Madde 166- Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. 
Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir. 
Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu hâlde boşanma kararı verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hâkim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü hâlinde boşanmaya hükmolunur. Bu hâlde tarafların ikrarlarının hâkimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz. 
Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir.
Ülkemizde en çok karşılaşılan boşanma dava türü evlilik birliğinin temelinden sarsılması durumudur. Soyut olarak düzenlenen kanun maddesi çerçevesinde her somut olayda ayrı değerlendirme yapılması gerekir. Bu sebebin oluşması için ortak hayatı sürdürme eşlerden beklenememesi gerekir. Bu bakımdan bir anlık istek ile boşanmaya karar verilememektedir. Bazı durumlarda davayı açan tarafın kusuru daha ağır olabilmektedir. Bu bakımdan davalı tarafın davaya itiraz hakkı bulunmaktadır. Fakat bu itiraz kötü niyetli yapıldıysa veya evlilik devam etse bile korunmaya değer bir evlilik kalmadıysa bu durumda boşanmaya karar verilir. 
Son olarak boşanma davası açılmış fakat reddedilmişse üç yıl içinde ortak hayat kurulamamışsa bu durumda evlilik birliği temelden sarsılmış sayılmaktadır ve dava açılırsa boşanmaya karar verilebilir.
BOŞANMA SONUCUNDA TAZMİNAT VE NAFAKA
Tazminat:
Madde 174- Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebilir. 
Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.
Boşanma sonucunda ilk akla gelen konu tazminat ve nafakadır. Bu kapsamda TMK yukarıdaki madde çerçevesinde düzenleme getirilmiştir. Kusurlu taraf diğer taraftan daha az kusurlu ise maddi tazminat talep edebilmektedir. Bir diğer konu ise manevi tazminattır. Boşanma sonucunda eşlerden birisi örneğin onur kırıcı muameleye maruz kaldıysa kişilik hakkı saldırıya uğramış demektir ve karşı tarafta kusurlu ise bu durumda manevi tazminat talep edebilir.
Nafaka:
Madde 175- Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. 
Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.
Bu madde nafakayı düzenlemektedir. Bu çerçevede de ilk bilinmesi gereken konu nafaka yükümlüsü her kim ise tazminatta olduğu gibi kusur aranmamaktadır. Fakat diğer tarafın kusurundan daha az kusurlu olması gerekir. Bu bakımdan eğer iki tarafında kusuru yoksa bu durumda nafaka yükümlüsü nafaka vermesi gerekir.
İSTANBUL BOŞANMA AVUKATI OLARAK HİZMETLERİMİZ
    İstanbul boşanma avukatı olarak Polatoğlu Hukuk Bürosu olarak müvekkillerimize:
•    Anlaşmalı Boşanma İşlemleri
•    Çekişmeli Boşanma Davası Açma ve Takibinin Yapılması
•    Maddi ve Manevi Tazminat İstemlerinin Takibi
•    Nafaka Taleplerinin Takibi
•    Velayet Taleplerinin Takibi
Gibi konularda Kocaeli, İstanbul ve Türkiye’nin her yerinde İstanbul boşanma avukatı olarak hizmet sunmaktayız. Kocaeli’nde bulunan Polatoğlu Hukuk Bürosu olarak etkin, hızlı ve profosyonel hukuki destek alabilmek için iletişim bölümümüzden bize ulaşabilirsiniz.