KOCAELİ-İZMİT TRAFİK KAZASINDA DESTEKTEN YOKSUN KALMA AVUKATI

<?=$view->baslik?>

Trafik kazalarının uyuşmazlığa konu olduğu olan destekten yoksun kalma tazminatı bir maddi tazminat türüdür. Bu maddi tazminat türü ölümlü kazalarda ölen kişinin bakmakla yükümlü olduğu kişilerin açtığı bir davadır. Buradaki amaç ölen kişinin bakmakla yükümlü olduğu kişilerin desteksiz kalmasıdır. Burada önemli olan unsur kişinin bakmakla yükümlü olduğu kişilerin bu davayı açabilmesidir. Bir diğer ifadeyle kaza öncesinde bakmadığı ve yükümlü olmadığı kişilerin kaza neticesinde destekten yoksun kaldığını iddia etmesi geçerli değildir. Bu bakımdan ölmeden önce ölen kişinin baktığının kanıtlanması gerekir.
Destekten yoksun kalma tazminatı için akraba olma şartı aranır mı?
Destekten yoksun kalma tazminatını talep edebilmek için mutlaka akraba olunması gerekmemektedir. Fakat önemli olan unsur destekten yoksun kalındığını yani öncesinde ölen kişinin baktığının kanıtlanmasıdır.
Destekten yoksun kalma tazminatında yetkili mahkeme neresidir?
Genel olarak destekten yoksun kalma tazminatı yetkili mahkemesi davalının ikametgahında açılması gerekir. Ayrıca bazı durumlarda seçimlik olarak yetkili mahkeme ortaya çıkabilmektedir. Örnek olarak haksız fiilin gerçekleştiği yer mahkemesinde de dava açılabilmektedir. 
EMSAL YARGITAY KARARI
Aşağıda bulunan Yargıtay kararı çerçevesinde kaza neticesinde ölümün meydana geldiği bu ölüm neticesinde ölenin bakmakla yükümlü olduğu kişinin destekten yoksun kaldığı bir durum meydana gelmektedir. Fakat kazada ölen kişinin kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay kararına göre ölen kişinin kusuru destekten yoksun kalan kişiye aktarılmaz. Çünkü muris olarak değil destekten yoksun kalan üçüncü kişi olarak dava açılmaktadır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E. 2016/82 K. 2018/9817 T. 30.10.2018 kararına bakıldığında:
DAVA : Taraflar arasındaki, ölümlü trafik kazası sebebiyle maddi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın reddine dair verilen hüküm, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalının trafik sigortacısı olduğu aracı sevk ve idare eden davacının eşi Abdullah'ın karıştığı kazada öldüğünü, davacının ölen eşinin desteğinden yoksun kaldığını, Hukuk Genel Kurulu kararları gereği tam kusurlu olan sürücünün eşi olan davacının araç sigortacısından tazminat talep hakkının bulunduğunu ve davalının zarardan sorumlu olduğunu belirterek, belirsiz alacak davası olarak açtıkları davada fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00 TL. destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, davaya konu kazaya karışan aracın sürücüsü olan davacı murisinin kazada tam kusurlu olduğunu, bu kusur davacıya da yansıyacağı için davacının tazminat talep hakkının bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla poliçe limitiyle sınırlı biçimde zarardan sorumlu olduklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davaya konu kazada davacı murisinin tam kusurlu olduğu ve davacının tazminat talep hakkının bulunmadığı, alacaklı ve borçlu sıfatlarının davacı üzerinde birleştiği ve Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesi çerçevesinde, kabul kararı verilmesi halinde sonradan açılacak rücu davasında tahsilatın mümkün olmaması ihtimali de dikkate alınarak davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazası sonucu oluşan ölüm nedeniyle, ölenin yakınının, 6098 Sayılı TBK'nun 53. maddesi (818 Sayılı BK'nun 45/2. md.) gereği, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı taraf, davaya konu kazada ölen yakınının desteğinden yoksun kaldığını iddia ederek tazminat isteminde bulunmaktadır. Davacının talebi ve iddia ettiği zarar, ölenin mirasçısı sıfatına değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatına dayanmaktadır. Dolayısıyla, davacının ölenin mirasçısı sıfatına dayanmayan, doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki desteğin kusuru davacıya yansıtılamayacak, sürücü desteğin tam kusurlu olması, onun desteğinden yoksun kalan davacıyı etkilemeyecektir (HGK'nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 Esas-411 Karar, HGK'nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 Esas- ... Karar, HGK'nun 16.1.2013 gün ve 2012/17-1491 Esas- 2013/74 Karar sayılı ilamları uyarınca).
Bu durumda; davacının, zarar gören üçüncü kişi sıfatına dayanan zarar giderim talebi nedeniyle, davacının desteğinin kazadaki kusurunun davacıya yansıtılamayacağı, desteğin idaresindeki aracın ZMSS poliçesini düzenleyen davalının zarardan sorumlu olduğu, hususları gözetilerek işin esasının incelenmesi ve davacının tazminat talebinin değerlendirilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ve hatalı gerekçeyle yazılı olduğu biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istenmesi halinde temyiz eden davacıya iadesine 30/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Günümüzde artan trafik kazaları neticesinde ortaya çıkan birçok trafik kazası uyuşmazlığı meydana gelmektedir. Bunlardan bir tanesi de destekten yoksun kalma tazminatıdır. Bu konuda da alanında uzman kadrosuyla Kocaeli-İzmit’te bulunan Polatoğlu Hukuk Bürosu olarak destekten yoksun kalma tazminatı başvuruları ve dava açılması gerekiyorsa gerekli davanın açılması konusunda müvekkillerimize hizmet sunmaktayız. Daha detaylı bilgi için iletişim bölümümüzden bize ulaşabilirsiniz.