EVLİLİK YOLUYLA VATANDAŞLIK KAZANMA-KOCAELİ-İZMİT AVUKATI

EVLİLİK YOLUYLA VATANDAŞLIK KAZANMA-KOCAELİ-İZMİT AVUKATI

EVLİLİK YOLUYLA VATANDAŞLIK KAZANMA-KOCAELİ-İZMİT AVUKATI

 

EVLİLİK YOLUYLA VATANDAŞLIK KAZANIMI

Teknolojik gelişmeler neticesinde ulaşımın ve iletişimin artması neticesinde insanlar doğdukları yerlerden başka yerlere çok daha kolay şekilde gidebilmektedir. Ayrıca insanlar artık sadece çevresi ile değil, iletişim araçları sayesinde farklı ülkelerdeki insanlarla iletişim kurabilmektedir. Bunun sonucunda da bu tür etkileşimler sayesinde farklı ülke vatandaşları evlenebilmesi gibi sonuçlar meydana gelebilmektedir. Evlenme de bazı ülkelerde belirli şartlar altında o ülkenin vagtandaşlığını kazanma için bir hukuki kurum olabilmektedir. Bu bakımdan Türkiyede de evlenme yoluyla vatandaşlık kazanma durumu bulunmaktadır. Türk Vatandaşlığı Kanunu’nda düzenlenmiştir.

Evlilik Yoluyla Vatandaşlık Kazanımının Şartları

            Türk Vatandaşlığı Kanun’unun ilgili maddesinde:

MADDE 16 – (1) Bir Türk vatandaşı ile evlenme doğrudan Türk vatandaşlığını kazandırmaz. Ancak bir Türk vatandaşı ile en az üç yıldan beri evli olan ve evliliği devam eden yabancılar Türk vatandaşlığını kazanmak üzere başvuruda bulunabilir.

Başvuru sahiplerinde;

a) Aile birliği içinde yaşama,

b) Evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmama,

c) Millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmama, şartları aranır.

(2) Başvurudan sonra Türk vatandaşı eşin ölümü nedeniyle evliliğin sona ermesi halinde birinci fıkranın (a) bendindeki şart aranmaz.

(3) Evlenme ile Türk vatandaşlığını kazanan yabancılar evlenmenin butlanına karar verilmesi halinde evlenmede iyiniyetli iseler Türk vatandaşlığını muhafaza ederler.

            Şeklinde düzenlenmiştir. Bu bakımdan şartlar şu şekilde sıralanabilir:

  1. Evlilik birliğinin 3 yıldan fazla sürmüş olması gerekir. Ayrıca evlilik birliği başvururken devam ediyor bulunmalıdır.
  2. İkinci şart olarak ise aile birliği içinde yaşamadır. Bunun tespiti zor olsada muvaazalı bir durum olmaması için önemli bir şarttır. Fakat bunun istisnası bulunmaktadır. Başvuru yapıldığında aile birliği içinde yaşanırken başvuru yapıldıktan sonra eş ölürse bu durumda bu şart aranmamaktadır.
  3. Evlilik yoluyla vatandaşlık kazanmanın diğer bir şartı ise evlilik birliği ile bağdaşmayacak davranışlarda bulunulmamasıdır. Bu genel olarak Türk örf, adet, gelecek ve görenekleri de dikkate alınarak değerlendirilecektir.
  4. Son şart ise milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmama durumudur. Bunu da gerekli soruşturma yapıldıktan sonra karar verilmektedir.

Evlenmenin Butlananına Karar Verilmesi

            Türk Vatadanşlık Kanunu’nun ilgili maddesinin önemli bir konu düzenlenmektedir. İlgili fıkraya göre eğer evlilik butlan nedeniyle ortadan kaldırılırsa bu durumda eğer eş iyi niyetli ise bu vatandaşlığa etki etmeyecektir.

Evlilik yoluyla vatandaşlık kazanılabilmesi için verilen karar idari karar olduğu için Danıştay’ın birçok kararı bulunmaktadır. Bunlardan emsal nitelikteki olan kararı aşağıda bulunmaktadır:



DANIŞTAY 10. DAİRE E. 2012/8144 K. 2015/4051 T. 5.10.2015 tarihli kararında:

• EVLİLİK YOLUYLA TÜRK VATANDAŞLIĞINI KAZANMA (Evliliğin Gerçek Olmadığı Türk Vatandaşlığını Kazanmak İçin Yapılmış Formalite Bir Evlilik Olduğunun İdari Araştırma Soruşturma Sonucu Tespit Edilmesi Nedeniyle Vatandaşlık İsteminin Reddi - Evlilik İlişkisinin Muvazaalı Olduğunun Adli Yargı Kararıyla Olabileceği İdari İşlemle Muvazaanın Tespitinin Mümkün Olmadığı)

• MUVAZAALI EVLİLİK NEDENİYLE VATANDAŞLIK İSTEMİNİN REDDİ (Evliliğin Muvazaalı Olduğunun Ancak Adli Yargı Yerince Verilecek Kararla Belirlenebileceği - İdari Soruşturmayla Evlilik Birliğinin Muvazaalı Olduğunun Belirlenemeyeceği)

ÖZET : Evlilik ilişkisinin geçersizliğine hükmedilmesi ancak adli yargı yerince bu konuda verilecek bir karar ile mümkün olduğundan, yargı yerlerince verilmiş bir karar olmadıkça idarece, evliliğin formalite (muvazaalı) olduğu konusunda bir değerlendirme yapılarak idari işlem tesisine hukuken olanak bulunmamaktadır.

İstemin Özeti : Ankara 16. İdare Mahkemesince davanın reddi yolunda verilen 30.5.2012 tarih ve E.2011/2518, K.2012/932 Sayılı kararın hukuka aykırı olduğundan 2577 Sayılı Kanun'un 49.maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulmasına karar verilmesi istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, Özbekistan vatandaşı olan ve Türk vatandaşıyla evlenen davacının, evlenme yoluyla Türk vatandaşlığını kazanmak istemiyle yaptığı başvurunun, evliliğinin formalite evlilikolduğundan bahisle reddine dair 29.3.2011 tarih ve 29210 Sayılı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü işleminin iptali istemiyle açılmıştır.

Ankara 16. İdare Mahkemesince, davacının Türk vatandaşı İ.T. 5.10.2015isimli kişiyle evliliğine dair olarak yapılan incelemeler sonucu düzenlenen 16.12.2010 tarihli mülakat ve değerlendirme formunda, davacının Türk vatandaşı eşi ile yapmış olduğu evliliklerinin ciddi bir evlilik olmadığı, formalite evlilik olduğu, evliliğinin Türk vatandaşlığını kazanma amacıyla yapılmış muvazaalı bir evlilik olduğu; buna göre, 5901 Sayılı Kanun'un 16. maddesinde öngörülen şartları taşımayan davacının, aynı Kanun maddesinin (a) bendi uyarınca vatandaşlık başvurusunun reddine dair davaya konu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Davacı tarafından, eksik incelemeye dayalı karar verildiği, mahalle ve apartman komşularının yazılı beyanlarının dikkate alınmadığı, hukuka aykırı olduğu öne sürülerek anılan idare mahkemesi kararının temyizen incelenip bozulmasına karar verilmesi istenilmektedir.

12.6.2009 tarih ve 27256 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5901 Sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 16. maddesinde, "Bir Türk vatandaşı ile evlenme doğrudan Türk vatandaşlığını kazandırmaz. Ancak bir Türk vatandaşı ile en az üç yıldan beri evli olan ve evliliği devam eden yabancılar Türk vatandaşlığını kazanmak üzere başvuruda bulunabilir. Başvuru sahiplerinde;

a-) Aile birliği içinde yaşama,

b-) Evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmama,

c-) Millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmama şartları aranır." hükmü bulunmaktadır.

Dava dosyasının incelenmesinden, Özbekistan uyruklu olan ve 11.8.2007 tarihinde Türk vatandaşıyla evlenen davacının, evlenme yoluyla Türk vatandaşlığına alınma talebiyle yaptığı başvuru üzerine, davacı hakkında idarece düzenlenen 16.12.2010 tarihli mülakat ve değerlendirme formunda, 1966 doğumlu olan davacının, 27.8.2009 tarihinden 11.11.2009 tarihine kadar geçerli ikamet tezkeresi aldığı, evliliğinden çocuğunun bulunmadığı, aynı adreste evlilik birliği içerisinde yaşamadıkları, davacının herhangi bir güvenlik soruşturması kaydının bulunmadığı tespitlerine yer verildikten sonra aile birlikteliğinin olmadığı, eşiyle birbuçuk yıldır ayrı yaşadıkları, evliliğin anlaşmalı evlilik olduğu kanaatine varılması üzerine, 5901 Sayılı Kanun'un 16.maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yazılı, "Aile birliği içinde yaşama" şartını taşımadığından bahisle başvurunun reddi yönünde işlem tesis edildiği, bu işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Evlilik ilişkisinin geçersizliğine hükmedilmesi ancak adli yargı yerince bu konuda verilecek bir karar ile mümkün olduğundan, yargı yerlerince verilmiş bir karar olmadıkça idarece, evliliğin formalite (muvazaalı) olduğu konusunda bir değerlendirme yapılarak idari işlem tesisine hukuken olanak bulunmamaktadır. Bakılan uyuşmazlıkta, davacı eşi İ.T. 5.10.2015ve eşinin çocuğu ile annesiyle yapılan görüşmelerde, evliliğin anlaşmalı bir evlilik olduğu, aile birliği bulunmadığı yolunda ifadelere yer verilmiş ise de; davacının, 11.8.2007 tarihinde resmi nikahla Türk vatandaşı ile evlendiği, davacının herhangi bir güvenlik soruşturması kaydının olmadığı, davacı tarafça dosyaya ibraz olunan ve komşularına ait beyanlardan, davacı ve eşinin aynı evde ikamet ettikleri, ailevi ve komşuluk ilişkilerinin bulunduğu, ayrıca evliliğin gerek başvuru, gerekse de işlem tarihleri itibariyle devam ettiği anlaşıldığından, 5901 Sayılı Kanun'un 16.maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yazılı şartı taşımadığı gerekçesiyle Türk vatandaşlığına alınma istemiyle yapılan başvurunun reddi yolunda tesis edilen davaya konu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.

Bu durumda, davaya konu işlemin iptali gerekirken davanın reddi yolunda verilen idare mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüyle, Ankara 16. İdare Mahkemesi'nin 30.5.2012 tarih ve E.2011/2518, K.2012/932 Sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan İdare Mahkemesine gönderilmesine, 5.10.2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

 

 

 

HİZMETLERİMİZ VE İLETİŞİM

            Kocaeli-İzmit’te bulunan Polatoğlu Hukuk Bürosu olarak evlilik yoluyla vatadanşlık kazanma olmak üzere; vatandaşlık hukukuna dair vatandaşlıktan çıkarma, soy bağı ile vatandaşlık kazanma gibi her konuda danışmanlık ve avukatlık hizmetleri sunmaktayız. Danışmanlık ve avukatlık hizmetlerimizi Kocaeli-İzmit’te bulunan ofimizde alabileceğiniz gibi iletişim bölümümüzden telefon ve mail aracılığıyla da bize ulaşabilirsiniz. Uzman kadromuzla vatandaşlık hukuku alanında 10 yıllık deneyimimizle Kocaeli-İzmit’te hizmetlerimize devam etmekteyiz.