KOCAELİ-İZMİT E-TİCARET AVUKATI
Günümüzde internet satışlarının genel tüketimdeki oranı artması neticesinde internet satışları çerçevesinde birçok uyuşmazlık meydana gelmektedir. Bu kapsamda Türk Hukuku Türk Borçlar Kanunu, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve Mesafeli Sözleşmelere Dair Yönetmelik kapsamında düzenlemeler bulunmaktadır.
MESAFELİ SATIŞ SÖZLEŞMESİ
Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 48. Maddesinde:
MADDE 48- (1) Mesafeli sözleşme, satıcı veya sağlayıcı ile tüketicinin eş zamanlı fiziksel varlığı olmaksızın, mal veya hizmetlerin uzaktan pazarlanmasına yönelik olarak oluşturulmuş bir sistem çerçevesinde, taraflar arasında sözleşmenin kurulduğu ana kadar ve kurulduğu an da dâhil olmak üzere uzaktan iletişim araçlarının kullanılması suretiyle kurulan sözleşmelerdir.
Şeklinde tanımlanmıştır. Bu bakımdan mesafeli satış sözleşmesi tarafların aynı ortamda fiziken bulunmadan sözleşme kurulması manasına gelmektedir.
Satıcının Bilgilendirme Yükümlülüğü:
Satıcı sözleşme yapılmadan önce açık ve net bir biçimde tüketiciyi bilgilendirmek zorundadır. Bu bakımdan satılacak olan malın veya hizmetin bilgileri, bedelin değeri, teslim masraflarını, cayma hakkındaki genel bilgileri, sözleşmenin fesih edilmesinin şartlarını ve ödeme bilgileri gibi bilgileri bildirmek durumundadır.
Cayma Hakkı
MADDE 7 − (1) Mesafeli sözleşmelerde tüketici, yedi gün içerisinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin sözleşmeden cayma hakkına sahiptir. Cayma hakkının kullanıldığına dair bildirimin bu süre içinde yazılı olarak veya bir sürekli veri taşıyıcısıyla bildirilmesi yeterlidir.
Bu madde çerçevesinde tüketicilerin korunması için doğru bir şekilde düzenleme yapılmıştır. Bu kapsamda tüketiciler yedi gün içinde hiçbir gerekçe göstermeden ve ceza ödemeden sözleşmeden cayabilmektedir.
Şayet satıcı yukarıda bilgilendirme yükümlülüğü yerine getirmezse cayma hakkı üç aya kadar çıkmaktadır.
Sipariş Edilmeyen Mal Konusunda:
Mesafeli Sözleşmelere Dair Yönetmeliğin:
MADDE 10 − (1) Sipariş edilmeyen malın teslimi veya hizmetin sunulması durumunda; mal veya hizmetin kullanılması veya tüketilmesi hariç olmak üzere satıcı veya sağlayıcı tüketiciye karşı herhangi bir hak ileri süremez. Bu hâllerde tüketicinin sessiz kalması, sözleşmenin kurulmasına yönelik bir kabul beyanı olarak yorumlanamaz ve tüketicinin malı geri göndermek veya muhafaza etmek gibi bir yükümlülüğü yoktur.
Şeklinde düzenlenmiştir. Bu bakımdan eğer tüketicinin sipariş etmediği bir mal veya hizmet sunuluyorsa tüketici sessiz kaldığından dolayı sözleşmeyi kabul ettiği ve bedel ödemesi gerektiği söylenemez. Ayrıca tüketici gelen malı göndermek veya saklamak gibi bir yükümlülüğü bulunmamakta ve satıcının bu bakımdan bir talebi olamamaktadır. Fakat tüm bunların olması için malı kullanmaması gerekir.
YARGITAY KARARI
YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ E. 2016/11586 K. 2018/8174 T. 20.9.2018
DAVA : Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR : Davacı, dernek yetkililerinin ... Tatil Köyü Sitesi içerisinde kullanılmak üzere, kauçuk hız kesici ve başlık siparişini davalının internet sitesi üzerinden verdiğini, faturaya konu edilen malların kendisine teslim edildiğini, faturaya konu söz konusu malı mesafeli satış sözleşmesi ile satın aldığını, mesafeli sözleşmelere dair yönetmeliğin 7.maddesinde yer alan cayma hakkını kullanarak süresinde malı davalı firmaya iade etmiş olmasına rağmen yetkili firma tarafından bedel iadesi yapılmadığını, sözlü başvuruların sonuçsuz kaldığını belirterek 7.887,12 TL satış bedelinin davalıdan iadesini istemiştir.
Davalı, süresinde cevap vermemiş, ön inceleme duruşmasında davalı vekili; “davacı ile davalı arasında mesafeli sözleşme düzenlenmemiştir, ayrıca geri iade sözleşmesi de davaya konu edilen malda ayıp bulunmamaktadır, davacı tarafından davalıya teslim yapılmamıştır ancak davaya konu edilen mal davalının iş yerinin kapısının önüne bırakılmıştır, davalı da malı alıp deposuna koymuştur, davalı malı davacıya teslime hazırdır, davaya konu ürün için davacı davalıya 7.887,12 TL ödemede bulunmuştur, ancak bu para davacıya iade edilmemiştir, çünkü malda ayıp yoktur” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Somut uyuşmazlık, iş yeri dışında kurulan sözleşmede cayma hakkının süresinde kullanılıp kullanılmadığına ilişkindir.
Mahkemece, davacının 7 günlük süre içinde cayma hakkını kullanarak malı davalıya iade ettiğini, davalının ise davacı tarafından usulüne uygun iade yapılmadığını, malın yaklaşık 10 gün sonra dükkanının önüne bırakıldığını, malda ayıp bulunmadığı için sözleşme bedelinin iade edilmediğini ileri sürdüğünü, davacı vekili mesafeli sözleşme kapsamında 7 günlük süre içerisinde sözleşmeden cayma hakkının kullanıldığı iddiasının haklılığını kanıtlar nitelikte davalının aksi yöndeki iddiasını kanıtlar nitelikte kesin ve inandırıcı delil sunamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dava dosyasının incelemesinde; davalının cevap dilekçesi vermediği, davalı vekilinin 03.06.2014 tarihli ön inceleme duruşmasında “davacı ile davalı arasında mesafeli sözleşme düzenlenmemiştir, ayrıca geri iade sözleşmesi de davaya konu edilen malda ayıp bulunmamaktadır, davacı tarafından davalıya teslim yapılmamıştır ancak davaya konu edilen mal davalının işyerinin kapısının önüne bırakılmıştır, davalı da malı alıp deposuna koymuştur, davalı malı davacıya teslime hazırdır, davaya konu ürün için davacı davalıya 7.887,12 TL ödemede bulunmuştur, ancak bu para davacıya iade edilmemiştir, çünkü malda ayıp yoktur” şeklinde beyanda bulunduğu, yine 5. celse 26.05.2015 tarihli duruşmada davalı asilin “Davacı şirketimi telefonla arayarak kauçuk hız kesici ve başlık siparişi verdi, ürün ertesi gün davacıya teslim edildi ve ürün bedeli tahsil edildi, ancak yaklaşık on gün sonra davacı ürünü kapı önüne bırakıp gitmiştir, bana iade fatura düzenlenmedi, üründe ayıp olmadığı için ben ürün bedelini davacıya iade etmedim. Ürün depomda bulunuyor” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmakla davalı ya da davalı vekilinin cayma hakkının süresinde yapılmadığına yönelik açık itirazının olmadığı görülmüştür. O halde mahkemece, davalı ya da davalı vekilinin açıkça cayma hakkının 7 günlük süre içinde yapılmadığı konusunda itirazı bulunmadığı değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ve yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, HUMK'nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20/09/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
HİZMETLERİMİZ VE İLETİŞİM
Kocaeli-İzmit e-ticaret avukatı olarak müvekkillerimize mesafeli satış sözleşmeleri çerçevesinde hukuki destek sağlamaktayız. Bu bakımdan sözleşmelerden cayma işlemleri ve bedel iadesi konusunda ortaya çıkan uyuşmazlıklar gibi konularda müvekkillerimize Kocaeli-İzmit’te bulunan Polatoğlu Hukuk Bürosu olarak hizmet sunmaktayız.