İSTİHKAK DAVASI
İstihkak iddiası ikiye ayrılır:
İlk ihtimalde mal borçlu elinde haczedilmiştir.
Mal borçlunun elinde haczedilmişse: 97. Madde uygulanacaktır.
Madde 97 – (Değişik: 18/2/1965-538/54 md.) İstihkak iddiasına karşı alacaklı veya borçlu tarafından itiraz edilirse, icra memuru dosyayı hemen icra mahkemesine verir. İcra mahkemesi, dosya üzerinde veya lüzum görürse ilgilileri davet ederek mürafaa ile yapacağı inceleme neticesinde varacağı kanaate göre takibin devamına veya talikıne karar verir.
İstihkak iddiasını icra mahkemesi hakiminin samimi görmesi gerekir.
İstihkak davasının sırf satışı geri bırakmak gayesiyle kötüye kullanıldığını kabul etmek için ciddi sebepler bulunduğu takdirde icra mahkemesi takibin talikı talebini reddeder.
Takibin durdurulmasına karar verme takdiri bir durumdur bu konuda takibi durdurmayadabilir.
Takibin talikıne karar verilirse, haksız çıktığı takdirde alacaklının muhtemel zararına karşı davacıdan 36 ncı maddede gösterilen teminat alınır.
Fakat takdir hakkını kullanarak hakim takibi durdurursa teminat alınması gerekir. Kural teminatın alınmasıdır.
Teminatın cins ve miktarı mevcut delillerin mahiyetine göre takdir olunur.
(Değişik beşinci fıkra: 2/3/2005-5311/9 md.) Takibin devamına dair verilen icra mahkemesi kararı kesindir.
Bu konuda önemli olan konu takibin devamına karar verilirse kanun yolu açık değildir. Normalde istinaf kanun yolu açıktır. Burada ise karar kesindir.
Üçüncü şahıs, icra mahkemesi kararının tefhim veya tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra mahkemesinde istihkak davası açmaya mecburdur. Bu müddet zarfında dava edilmediği takdirde üçüncü şahıs alacaklıya karşı iddiasından vazgeçmiş sayılır.
Üçüncü kişi dava açmaya burada zorlanılmaktadır. Aksi halde bundan vazgeçmiş sayılmaktadır. Üçüncü kişi sonra haberi olduysa bu durumda istihkak iddiasının konusu malın bedeli olacaktır.
Kiralanan taşınmaz veya gemilerdeki hapis hakkına tabi eşya ile ilgili istihkak davaları Borçlar Kanununun 268 inci maddesinin 1 inci fıkrasında yazılı hükümlere uygun olmadıkça talik emri verilemez.
Dava esnasında 106 ncı maddedeki müddetler cereyan etmez.
Bir diğer konu eğer üçüncü kişi istihkak davası açarsa satış talep etme süreleri işlemez.
Yukardaki hükümler dairesinde kendisine istihkak talebinde bulunmak imkanı verilmemiş olan üçüncü şahıs, haczedilen şey hakkında veya satılıp da bedeli henüz alacaklıya verilmemişse bedeli hakkında, hacze ıttıla tarihinden itibaren yedi gün içinde, icra mahkemesinde istihkak davası açabilir. Aksi takdirde aynı takipte bu iddiayı ileri sürmek hakkını kaybeder. Bu halde davacının talebi üzerine icra hakimi takibin talik edilip edilmemesi hakkında yukardaki hükümler dairesinde acele karar vermeye mecburdur. Bu karar diğer taraf dinlenmeksizin de verilebilir.
Borçluya karşı sebepsiz zenginleşme davası açmaktadır.
İstihkak davası neticelenmeden mahcuz mal paraya çevrilmiş bulunursa icra hakimi işbu bedelin yargılama neticesine kadar ödenmemesi veya teminat karşılığında veya halin icabına göre teminatsız derhal alacaklıya verilmesi hususunda ayrıca karar verir.
Davanın konusu bedele dönüşür. Üçüncü kişi davayı kazansa bile malı geri alamamaktadır. Fakat bedelini geri alır.
İstihkak davasına umumi hükümler dairesinde ve basit yargılama usulüne göre bakılır
Davalar mutlaka duruşmalı yapılır. Her türlü delille ispat edilir. İspat yükü ise üçüncü kişidedir. Üçüncü kişi malın kendisine ait olduğunu kanıtlamak durumundadır. Davacı ise üçüncü kişidir.
Mahcuz eşya ile ilgili olarak icra memuruna dermeyan edilen iddiada üçüncü şahıs ve borçlunun birleşmeleri alacaklıya müessir değildir. Üçüncü şahsın bu iddiasını ispat etmesi lazımdır. Ancak üçüncü şahsın mahcuz eşyanın kendisinin mülkü veya kendisine merhun olduğu hakkındaki iddiasının borçlu tarafından kabulü kendi aleyhine delil teşkil eder ve ileride bu ikrara aykırı hiçbir iddiada bulunamaz.
(Değişik: 9/11/1988-3494/11 md.) İstihkak davası üzerine takibin talikine karar verilip de neticede dava reddolunursa alacaklının alacağından bu dava dolayısıyla istifası geciken miktarın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere davacıdan tazminat alınmasına hükmolunur
(Değişik ondördüncü fıkra: 2/3/2005-5311/9 md.)Davanın reddi hakkındaki karara karşı istinaf veya temyiz yoluna başvuran istihkak davacısı icra dairesinden 36 ncı maddeye göre mühlet isteyebilir
İstihkak davası sabit olur ve birinci fıkra gereğince istihkak iddiasına karşı itiraz eden alacaklı veya borçlunun kötü niyeti tahakkuk ederse haczolunan malın değerinin yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere itiraz edenden tazminat alınmasına asıl dava ile birlikte hükmolunur.
Koca aleyhine yapılmış bir hacizde karı şahsi malları üzerindeki haklarını Medeni Kanunun 160 ıncı maddesi hükmüne tabi olmaksızın kendisi takip edebilir
İstihkak davasına karşı haczi yaptıran alacaklı bu kanunun 11 inci babı hükümlerine dayanarak ve muvakkat veya kati aciz belgesi ibrazına mecbur olmaksızın mütekabilen iptal davası açabilir. Dava ve mütekabil davada tarafların gösterecekleri bütün delilleri hakim serbestce takdir eder.
İstihkak davaları süratle ve diğer davalardan önce görülerek karara bağlanır.
İstihkak davasının sonunda ilgili maddenin 97. Maddeye göre mahkeme kabul edebilir reddedebilir. İstihkak iddiası kabul edilirse konusuna göre karar verir. Bu iddia bir mülkiyet iddiasıyla haciz kalkacaktır. Örneğin bir rehin hakkına ilişkin ise mal haczedilecektir. Rehinli olarak haczedilecektir.
Bir diğer konu ise ilgili madde de tazminat hükmü öngörmüştür. Borçlu kötü niyeti taahhuk ederse en az yüzde 15 tazminata karar verilir. Bu tazminat itiraz eden borçlu ve davalı alacaklı ödeyecektir. Bu konu istihkak davasının kabulü halinde geçerlidir.
İcra mahkemesi istihkakı sabit görmezse davayı reddedecektir. Takibin durmasına karar vermiş ise bu durumda en az yüzde yirmi tazminat alınmasına hükmedilir. Fakat sadece alacaklı lehine hükmedilecektir.
İcra mahkemesinin kararları bu konuda maddi anlamda da kesin hüküm teşkil eder.
Ayrıca Hem haczedilemezlik itirazında hem de istihkak iddiasında bulunabilir. Önce haczedilemezlik hakkında karar verilmesi gerekir.
İkinci ihtimal ise malın üçüncü kişi elinde haczedilmesi durumudur.
Mal 3. Kişinin elinde haczedilmişse: 99. Madde uygulanacaktır.
Madde 99 – (Değişik: 2/7/2012-6352/20 md.) Haczedilen şey, borçlunun elinde olmayıp da üzerinde mülkiyet veya diğer bir ayni hak iddia eden üçüncü kişi nezdinde bulunursa, bu kişi yedieminliği kabul ettiği takdirde bu mal muhafaza altına alınmaz. İcra müdürü, üçüncü kişi aleyhine icra mahkemesinde istihkak davası açması için alacaklıya yedi gün süre verir. Bu süre içinde icra mahkemesine istihkak davası açılmaz ise üçüncü kişinin iddiası kabul edilmiş sayılır. Alacaklı tarafından süresinde açılan dava sonuçlanıncaya kadar, haczedilen malın satışı yapılamaz. Haczin, üçüncü kişinin yokluğunda yapılması ve üçüncü kişi lehine istihkak iddiasında bulunulması halinde de bu fıkra hükmü uygulanır.
Burada davayı alacaklı açmalıdır. Davalı üçüncü kişi olacaktır.
Üçüncü kişi lehine üçüncü kişi kabul ederse yediemin olarak bırakılacaktır.
Bilinmesi gereken bir husus ise üçüncü kişinin iddiası rehin ise bu malı muhafaza altına alabilir.
İcra müdürü malı üçüncü kişinin elindeki malı haczedecektir. Fakat istihkak iddiasını tutanağına geçirecektir. Bu mal üçüncü kişinin elinde haczedilmiştir, 7 gün içinde istihkak davası açma imkanı sunulduğu bildirilecektir. Bu süre içinde açılmazsa konulan haciz kalkar ve takip kendiliğinden durur. Satış talep edilemez. Bu durumda icra müdürü ayrıca karar vermesine gerek yoktur. Kanun hükmü açıkca belirtmediği için tazminatlara da hükmedilemez.
İcra mahkemesi istihkak davasını reddettiğinde rehinse rehinli haczedilmiş olacaktır mülkiyet iddia var ise mal üçüncü kişiye verilecektir. İcra mahkemesi kabul ettiğinde ise davayı haciz devam edecektir.
Bir diğer önemli husus ise dördüncü kişi de istihkak iddiasında bulunabilir.
Üçüncü kişinin bulunduğu yerde haciz yapıldıysa ve borçlu haciz konulacak malları öncesinde devrettiyse, alacaklı üçüncü kişide bulunan malların borçluya ait olduğunu iddia ederek haczettirmesi gündeme gelebilir. Üçüncü kişi bu durumda istihkak iddia edebilir. Alacaklı bu kapsamda İcra İflas Kanunu’nun 99. Maddesine göre istihkak davası açmalıdır. Ancak eğer borçlu mal kaçırmak için yaptıysa 280’e göre tasarrufun iptali davası açabilir.
Bir diğer konu ise ilgili kanunun 99. Maddesine göre 3. Kişi zarara uğrarsa bu durumda haksız fiile ilişkin ayrıca dava açabilir.
Unutulmaması gereken konu ise her iki durumda da istinaf kanun yolu açıktır. İstinaf kanun yolu süresi icra hukukuna özgü olmak üzere 10 gündür.
Yargıtayın son kararlarından birisi de tüzel kişiler ile alakalı istihkak iddiasıdır:
YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ E. 2018/12898 K. 2018/16386 T. 27.9.2018 tarihli kararında:
Davalı alacaklı vekili, süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; 13/04/2009 tarihli hacizde üçüncü kişinin istihkak iddiasında bulunduğu, 12/03/2010 tarihli hacizde çalışanlardan birinin malın davacı üçüncü kişiye ait olduğunu belirttiği, davanın 19/03/2010 tarihinde açıldığı, ilk haciz tutanağının tanzim edildiği 13/04/2009 tarihinde haciz yapılan iş yeri davacının iddiasına göre, kendisine ait olduğuna göre, ilk haczin gerçekleştiği 13/04/2009 tarihinden itibaren yedi gün içinde istihkak davasını açmakla yükümlü olduğu halde, süresinden sonra dava açıldığı gerekçesi ile davanın süre yönünden reddine karar verilmiş, karar davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK'nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
İİK'nin 96 vd. maddesine göre, borçlu tarafından 3.kişi lehine veya üçüncü kişi tarafından bizzat kendi lehine ya da İİK'nin 85/2 maddesi uyarınca borçlu ile malı birlikte elinde bulunduran üçüncü kişiler, diğer bir üçüncü kişi lehine istihkak iddiasında bulunabilirler. Bu kişiler tarafından yasal sürede yapılan istihkak iddiası ile dava açma süresi kesilir. İİK'nin 97/1 maddesinde öngörülen prosedürün işletilmesi halinde, icra mahkemesinin takibin devamına veya ertelenmesine dair kararının üçüncü kişiye tefhim ya da tebliğinden itibaren yedi gün içerisinde istihkak davasının açılması gerekir. Bu karar tefhim veya tebliğ edilmediği takdirde hacizli mal satılıp bedeli alacaklıya ödeninceye kadar üçüncü kişi tarafından istihkak davası açılabilir.
Somut olayda, davaya konu 13.4.2009 tarihli haciz sırasında hazır bulunan üçüncü kişi istihkak iddiasında bulunmuş ve doğrudan dava açmıştır. İstihkaka dair prosedür işletilmeksizin üçüncü kişi tarafından, doğrudan icra hukuk mahkemesinde dava açılarak istihkak iddiasında bulunmak mümkündür, bunu engelleyen yasal bir düzenleme yoktur. Bu durumda, davacı üçüncü kişi haciz sırasında istihkak iddiasında bulunmuş ise de, yasal prosedür işletilmediğinden 13.4.2009 tarihli hacizle ilgili olarak açılan davanın süresinde olduğunun kabulü gerekir.
Bunun yanında, İİK'nin 96/3. maddesi uyarınca, malın haczini öğrenen borçlu veya üçüncü şahsın öğrenme tarihinden itibaren yedi gün içinde istihkak iddiasında bulunması gerekir, aksi halde aynı takipte bu iddiayı ileri sürme hakkını kaybeder. Yedi günlük süre hak düşürücü mahiyette olup, yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerekir.
Davaya konu 12.03.2010 tarihli hacizde hazır bulunan üçüncü kişinin çalışanı üçüncü kişi lehine istihkak iddiasında bulunmuştur. Ancak; istihkak iddiası, tüzel kişilerde tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca, gerçek kişilerde ise ya kendisi tarafından ya da bu kişiyi temsile yetkili kişilerce ileri sürülebilir. Tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddia, geçerli bir istihkak iddiası sayılmaz. Davacı üçüncü kişi lehine istihkak iddiasında bulunan kişi üçüncü kişinin çalışanı olduğuna göre, üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı sabittir. Davacı üçüncü kişi tarafından hacizden itibaren, İİK'nin 96/3. maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde takip dosyasına yapılmış bir istihkak iddiası da bulunmamaktadır. Ne var ki; istihkak iddiasını daha önce ileri sürme olanağı bulamayan üçüncü kişi, haciz tarihinden itibaren yedi gün içinde, hacizli mal hakkında, doğrudan istihkak davası açabilir. Eldeki dosyada da, üçüncü kişi doğrudan dava açmış olup davanın süresinde açılmadığının kabulü hatalı olmuştur.
Bu durumda,işin esasına girilerek, taraf kanıtları toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde ret kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Yukarıda nedenlerle, davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK'nin 366 ve 6100 Sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 Sayılı HUMK'nin 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, İİK'nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istenmesi halinde temyiz edene iadesine, 27.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İLETİŞİM
Kocaeli-İzmit’te bulunan Polatoğlu Hukuk Bürosu olarak:
-Takip talebinin istenmesi
-Ödeme emrinin tebliğinin takibi
-Haciz işlemlerinin yapılması
-Menfi tespit davasının açılması ve takibi
-Ödeme emrine itiraz edilmesi
-İstirdat davasının açılması ve takibi
-İstihkak davasının açılması ve takibi
-Hacze iştirak usulünün takibi
-Paraya çevirme işlemlerinin yapılması
gibi işlemlerinin yapılması uzman kadromuzla yapılmaktadır. Kocaeli-İzmit ve Türkiye’de müvekkillerimize icra hukuku konusunda hizmet sunmaktayız. Daha detaylı bilgi almak için iletişim bölümümüzden bizimle irtibata geçebilirsiniz.